Ana içeriğe atla

BU ZÜL'Ü KENDİNİZE ADDETMEYİN

 



Bir köşe yazısı okuyorum kendimi olay örgüsüne kaptırmış gidiyorum. Nedendir bilmem birden yıllar önce karşıma çıkan cüruf kelimesi aklıma geldi. Kelimeyi ilk gördüğüm vakit bir anlam verememiştim daha önce duymadığım bir kelimeydi. Tabi merak edip hemen anlamına bakmıştım. Erime durumundaki demir dışkısıymış, yani tabiri caizse değeri olmayan çöp diyebiliriz. 


Bazı insanlar da böyle değil mi? Hiçbir faydaları yoktur düşünemezler ne için yaşadıklarını dahi bilmezler, ceplerindeki üç kuruş para dışında bir şeyden haberleri yoktur kendilerine insanım deyip yaşadıklarını zannederler.
Tabi kendilerini insan diye nitelendirirler ama tıpkı bir bitki gibi, tıpkı bir hayvan gibi düşünme yetisi olmayan sıradan bir canlı olduklarını farkında değiller. 


Bu tipler genellikle ben merkezci kendinden başka kimseyi düşünmeyen bencil kimselerdir. 
Birçok insanın hayatında bu tarz insanlar muhakkak vardır çünkü böylesi bir toplumda sayıları azımsanmayacak kadar fazladır. Her zaman kendileri haklıdır, her doğruyu kendileri bilirler.

Bu anlattıklarım hayal ürünü değil kendi çevremden edindiğim tecrübeler, hatta bizzat kendi şahsımın da yaşadıklarıdır. Yaşamım boyunca bahsi geçen sahışlar ile çok uğraştım, çok mücadele ettim ama arkamı dönüp baktığımda ise koskocaman bir hiç gördüm. Evet koskocaman bir hiç!


O kadar uğraş sonunda sana kalan koskocaman bir hiç!
Bu vb. pejmürde zihniyetli kişiler ile iletişim kurulmaması gerektiğini çok iyi anladım. Karşısındaki kişiye vermiş oldukları negatif enerjiyi farkında değiller aslında farkında olmalarının bir önemi yoktur, farkında olsalar bile zaten umurlarında değilsin. 

Nasıl ki bir ağaç budantıktan sonra ağaçtan daha iyi verim alınıyorsa bizler de yeniden doğmak için, yeniden varolmak için daha yaşanılabilir bir yasam sürmemiz için bu vb. canlıları hayatımızdan çıkarmamız gerekiyor. 


Beyni cehalet hamuruyla yoğrulan kişilere karşı elde ettiğim mağlubiyetten muzdarip değilim aksine mutluyum. Çünkü verdiğim mücadele sayesinde karşımdakinden ziyade kendimi daha çok farkına vardım. Çünkü bana kendimi daha çok tanıma fırsatı verdiler. Çünkü kendimi daha çok sorgulamamı sağladılar!
"Kendine gel Kadir! Kazanamayacağın bir mücadelede ter dökmenin bir anlamı ve karşılığı yok" dedirttiler bana.

Çevrenizdeki kişi sayısı azalıyorsa sizde bir şeyler artıyor demektir! 
Kendinize daha doğrusu kendimize bu kötülüğü yapmayalım bizleri hiç anlamayacak olan insanlar için telafisi olmayan zamanımızı heba etmeyelim. 

Yeis duyarak belirtiyorum münevver bir toplumun önündeki en büyük engel bahsi geçen kıtipiyoz canlılardır.



Yorumlar

  1. “Başkalarının tecrübelerinden ders çıkarmalısınız, çünkü bütün duyguları yaşayacak kadar uzun yaşamayacaksınız” der Descartes. Çevrenden çıkardığın notlar gelişimine elbette en büyük katkıyı sunacaktır. Kalemine sağlık severek okudum ♥️

    YanıtlaSil
  2. Tutkulu bir sekilde severek okudum canim kardesim eline koluna kalemine saglik en içten dileklerimle basarilarinin devamini dilerim unutma etrafina bakinca ben hep olucam...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEDEN DİNDEN UZAĞIZ?

 Yıllar önce Kuranı açıp okurken birden bire bir soru aklımda belirdi. Yahu ben bu kitabı okuyorum ama islam dünyasına hatta Kuranın evrensel bir kitap olduğu gerçeğini de ele alırsak tüm insanlığa vermek istediği mesaj nedir? Allah neler emrediyor? Arapça anlamadığım için bizler gerçekten emredileni yani yapmamız veya yapmamamız gerekenleri gerektiği gibi uyguluyor muyuz? Gibi vb. soru silsilesine kapılıp gittim. Uzun bir sorgulama sonucunda bize dayatılan kalıbın dışına çıkmayı başarıp kutsal kitabımızı anladığım dilden okuma kararı aldım. Sadece meal ile yetinmeyip tefsirini de okudum ve anladım ki bireyin kendi gelişiminde, ilerleyişinde en büyük müsebbib merak etmek ve sorgulamaktır. Çeyrek asırlık ömrümün tecrübelerini de ele alacak olursam üzülerek dile getiriyorum ki Müslümanların inandığı Allah ile Kuranı bizlere indiren Allah arasında çok ama çok fark var. Müslümanlar dinden uzaklaştırıldı mı yoksa zaten dinden uzaklardı da dinleri ile bütünleşemediler mi diye çok düşün...

1 MAYIS

Bugün işçinin ve emekçinin bayramı. Hangi işçiye verdiği emeğin karşılığı veriliyor? İşçiler olmasaydı o patronlar bugünlere gelebilirler miydi? Cevap açık ve net tabi ki de hayır! Patronlar gün geçtikçe sermayesini arttırıyorsa bu sömürülen işçinin emekçinin alın teri sayesindedir. Bir binayı inşa edecek işçi olmazsa müteahhit o evleri haddinden fazla pahalıya satabilir mi? Kural basit işçi çalışır patron kazanır.   Aslında tek suçlu işverenler değil bizi yönetenler de hiç mi noksanlık yok? Hiç mi hata yok? Siyasetçilerimiz yine her 1 Mayıs 'ta olduğu gibi TV'lere çıkıp itiyat haline getirdikleri o müziç açıklamalarıyla göz boyayıp sonraki gün emekçileri unutup keyif çatmaya devam edecekler. Toplum olarak bunlardan kendimize de pay çıkarıp öz eleştiri yapmamız lazım vurdumduymaz bir toplum olduğumuz kadar keşke azıcıkta ihtiyatlı bir toplum olsaydık...  Günlük 50-60 lira gibi yevmiyeyle 15-16 saat ağır koşullarda çalışanlar var. Aslında tam olarak ipin incelip koptuğu ...