Ana içeriğe atla

BAŞARABİLİRSİNİZ !

Merhaba arkadaşlarYazı yazmayı ve okumayı çok severim, bu yüzden uzun süredir blog yazmayı düşünüyordum ama yoğunluktan dolayı bir türlü fırsat bulamıyordum. Yazı yazamayacak kadar hayatında seni meşgul eden ne var diye soracak olursanız vizelerim var finallerim var hatta bütünlemelerim bile var :)Sanırım yeterince açıklayıcı olmuştur .
Bu ders bataklığından sıyrılıp düşüncemi yani blog yazma fikrimi gerçekleştirmenin de mutluluğunu yaşıyorum .
Eğer sizinde yapmak isteyip de hala yapmadığınız bir fikir ve düşünceniz var ise hiç düşünmeden direkt yapın hatta başarısız olsanız bile başarısız olacağınızı bilseniz bile tereddütsüz bir şekilde yapın derim. Çünkü başarının en büyük sebebi başarısızlıktır!
Bu hayatta başarısız olmalıyız ki hata yapmalıyız ki gidebileceğimiz doğru yolu bulalım. Değil mi ?
Hata yapmaktan korkmayın bir düşünceniz var ise onun üzerine yürüyün hata yapın pes etmeyin deneyin mücadelenin sonunda nasıl galip geldiğinizi nasıl başardığınızı göreceksiniz .
Albert Jack'in yazdığı ''İCAT ÇIKARMA!'' isimli kitabını okurken hedefine ulaşmak için çabalayan birinin başarı hikayesi dikkatimi çekti bunu sizlerle paylaşmak istiyorum;
Bir uçak motor arızası nedeniyle acil iniş yapar henüz 9 yaşında olan Frank Whittle bu kazaya tanık olur ve Frank Whittle bu olaydan çok etkilenir mekanik bilgisini geliştirmek için 5 yıl boyunca atölyeye gider aynı zamanda kütüphaneye gidip uçuş teorisi , astronomi , mühendislik , türbinlerle ilgili kitaplar okur. Yani pilot olmayı çok isteyip kendini bu alanda geliştirmek istiyordu.
Frank Whittle Kraliyet Hava Kuvvetlerine katılmak için başvuruda bulunur . Whittle boyu kısa olduğu için ve göğüs kafesi çok küçük olduğu için Hava Kuvvetlerine katılamaz . Ama o çok istiyor hedefini gerçekleştirmek için vazgeçmiyor 6 ay boyunca pes etmeden çalışıp göğüs bedenini genişletiyor boyu öncekine göre 7,5 cm daha uzuyor ama sonra karşısına bir engel daha çıkıyor daha önceden başvuru yapanlar ikinci kez başvuru yapma hakkına sahip değildiler ve Whittle ikinci kez geri çevriliyor. Ama Whittle yine pes etmeyip yenilgiyi kabul etmedi. Takma bir isimle başvurdu ve kazandı Lincolnshire’deki Cranwell Kraliyet Hava Kuvvetlerinde teknisyen çırak olarak üç yıllık eğitim programına kabul edildi
Bugün kimin hayatını okursanız okuyun ister uluslararası şirketi olan biri olsun ister dünyaca ünlü bir fizikçi olsun ya da dünyaca ünlü bir matematikçi olsun fark etmez bunların tek tek hayatlarını okuyacak olursanız bunların hepsi hatalarına yenilgilerine ve başarısızlıklarına göğüs gererek pes etmeden isimlerini tarihe yazdırmayı başaran insanlardır !
Az önce de belirttiğim gibi başarının en büyük sebebi BAŞARISIZLIKTIR!
Ve ben mücadele etmeyi severim. Düşünsenize; önünüzde bir sürü engel var ve siz bu engelleri aşmak için çabalıyorsunuz ve hedefinize tam olarak ulaşmasanız bile bir adım da olsa yaklaşmanızın verdiği mutluluğu hiç bir şey veremez, o duyguyu başka hiç bir şey size yaşatamaz .
Mücadele ne de güzel bir kelime !
Savaşın! Evet yanlış duymadınız savaşın! Negatif enerji veren kötü düşüncelerinizle savaşın!
Sizi olumsuz yönlendirenlere karşı savaşın! Sizi kıskananlara karşı savaşın! Pes etmeyin kimseye zarar vermediğiniz müddetçe savaşmak güzel bir eylemdir!

Yorumlar

  1. Kardeşim emeğine eline sağlık başarıların devamını dilerim ve okumaktan keyifle zevk alıyorum ��

    YanıtlaSil
  2. Tebrik ederim çok başarılı olmus

    YanıtlaSil
  3. Başlangıç için harika bir yazı. Merak ve keyif ile okudum Sayın Kadir Bey. Başarılarınızın ve yazılarınızın devamını diliyorum.

    YanıtlaSil
  4. Gönlüde kendisi gibi güzel kardeşim başarılarının devamını dilerim hayat yazıya döküldükçe tarihleşir ve güzelleşir bloglarını sabırsızlıkla bekliyorum cansın ��

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEDEN DİNDEN UZAĞIZ?

 Yıllar önce Kuranı açıp okurken birden bire bir soru aklımda belirdi. Yahu ben bu kitabı okuyorum ama islam dünyasına hatta Kuranın evrensel bir kitap olduğu gerçeğini de ele alırsak tüm insanlığa vermek istediği mesaj nedir? Allah neler emrediyor? Arapça anlamadığım için bizler gerçekten emredileni yani yapmamız veya yapmamamız gerekenleri gerektiği gibi uyguluyor muyuz? Gibi vb. soru silsilesine kapılıp gittim. Uzun bir sorgulama sonucunda bize dayatılan kalıbın dışına çıkmayı başarıp kutsal kitabımızı anladığım dilden okuma kararı aldım. Sadece meal ile yetinmeyip tefsirini de okudum ve anladım ki bireyin kendi gelişiminde, ilerleyişinde en büyük müsebbib merak etmek ve sorgulamaktır. Çeyrek asırlık ömrümün tecrübelerini de ele alacak olursam üzülerek dile getiriyorum ki Müslümanların inandığı Allah ile Kuranı bizlere indiren Allah arasında çok ama çok fark var. Müslümanlar dinden uzaklaştırıldı mı yoksa zaten dinden uzaklardı da dinleri ile bütünleşemediler mi diye çok düşün...

BU ZÜL'Ü KENDİNİZE ADDETMEYİN

  Bir köşe yazısı okuyorum kendimi olay örgüsüne kaptırmış gidiyorum. Nedendir bilmem birden yıllar önce karşıma çıkan cüruf kelimesi aklıma geldi. Kelimeyi ilk gördüğüm vakit bir anlam verememiştim daha önce duymadığım bir kelimeydi. Tabi merak edip hemen anlamına bakmıştım. Erime durumundaki demir dışkısıymış, yani tabiri caizse değeri olmayan çöp diyebiliriz.  Bazı insanlar da böyle değil mi? Hiçbir faydaları yoktur düşünemezler ne için yaşadıklarını dahi bilmezler, ceplerindeki üç kuruş para dışında bir şeyden haberleri yoktur kendilerine insanım deyip yaşadıklarını zannederler. Tabi kendilerini insan diye nitelendirirler ama tıpkı bir bitki gibi, tıpkı bir hayvan gibi düşünme yetisi olmayan sıradan bir canlı olduklarını farkında değiller.  Bu tipler genellikle ben merkezci kendinden başka kimseyi düşünmeyen bencil kimselerdir.  Birçok insanın hayatında bu tarz insanlar muhakkak vardır çünkü böylesi bir toplumda sayıları azımsanmayacak kadar fazladır. Her...

1 MAYIS

Bugün işçinin ve emekçinin bayramı. Hangi işçiye verdiği emeğin karşılığı veriliyor? İşçiler olmasaydı o patronlar bugünlere gelebilirler miydi? Cevap açık ve net tabi ki de hayır! Patronlar gün geçtikçe sermayesini arttırıyorsa bu sömürülen işçinin emekçinin alın teri sayesindedir. Bir binayı inşa edecek işçi olmazsa müteahhit o evleri haddinden fazla pahalıya satabilir mi? Kural basit işçi çalışır patron kazanır.   Aslında tek suçlu işverenler değil bizi yönetenler de hiç mi noksanlık yok? Hiç mi hata yok? Siyasetçilerimiz yine her 1 Mayıs 'ta olduğu gibi TV'lere çıkıp itiyat haline getirdikleri o müziç açıklamalarıyla göz boyayıp sonraki gün emekçileri unutup keyif çatmaya devam edecekler. Toplum olarak bunlardan kendimize de pay çıkarıp öz eleştiri yapmamız lazım vurdumduymaz bir toplum olduğumuz kadar keşke azıcıkta ihtiyatlı bir toplum olsaydık...  Günlük 50-60 lira gibi yevmiyeyle 15-16 saat ağır koşullarda çalışanlar var. Aslında tam olarak ipin incelip koptuğu ...