Yazımın ilk bölümünde Pop müzik ve Arabesk müziği eleştirip bu iki müziğin toplumu belli kalıplar içinde sınırlandırarak toplumu realiteden tevkif ettiğini belirtmiştim. Yazımın bu bölümünde ise iki farklı kültüre değineceğim.
Neredeyse her gencimiz gibi benimde yaşadığım bir sorunsal ile başlamak istiyorum.
Küçüktüm babam sürekli Dengbêj dinlerdi - Hâlâ da dinliyor- Sürekli "Yahu babam bunu neden dinliyor bunda ne var da dinliyor?" diye kendi kendime hep söylenirdim. Babam her açtığında farklı bir şarkı açmak isterdim tâbii müsade etmezdi tabiri caizse beni de dinlemeye mecbur bırakırdı. Bana farklı bir seçenek sunmazdı.
Tabii çocuk yaşta doğal olarak bir yetişkin gibi düşünemezdim ve zaman su gibi akıp geçti ergenlik derken erginliğe ulaştıktan sonra bir gün kendi kendime Şakiro'yu açıp dinledim, dinledim ama sadece kulak ile değil kalbimle, ruhumla, tüm benliğimle dinledim sonra çocukluğum gözümün önüne geldi dedim ki iyi ki babam bu değerlerimizi dinliyor iyi ki beni de dinlemeye mecbur bırakmış! Ve artık ifade edilemeyecek bir kilig duygusu ile dinlemeye başladım...
Demek ki sebepsiz hiçbir şey yok! Babam da bu değerlerimizi sebepsiz yere dinlemiyor. Babam sayesinde bir kez daha hiçbir şeyin sebepsiz olmadığını anladım. Değerlerimizin önemini kavrama bilincine sahipsem bu ailem sayesindedir bu sebepten aileme minnettarım.
Dengbêj kültürü sözlü Kürt Edebiyatının bir ürünüdür. "Deng" ile "Bêj" sözcüklerinin birleşiminden türeyen bir isimdir. Dengbêjlerimiz köy köy, dağ dağ gezip göçebe bir hayat yaşarlar. Gördükleri, yaşadıkları her şeyi ise güçlü ve çıplak sesleriyle tüm gerçekliğiyle adeta bir denizin kıyıya vurduğu gibi bize büyük sesleriyle haykırırlar.
Dengbêjlerimizin en önemli yanı ise gördüğü ve yaşadığı olayları anında Klam olarak söyleyebiliyor olmalarıdır. Yani masa başında oturup eline kağıt kalem alıp söz yazma geleneği yoktur. O an ki duygularını dile getirip epopelerini haykırarak kelimeleri tek tek naif sesleriyle yüreğimize nakşediyorlar. Aynı zamanda müziksiz çıplak sesleri ile ve güçlü gırtlaklarıyla haykırdıkları epopeler dilden dile dolaşarak günümüze kadar ulaşmıştır. İliklerimize kadar işlenen o sözler, o efsane güçlü sesler bizi hep farklı dünyalara götürür. Her birinde ayrı bir yaşanmışlık, her birinde ayrı bir dert, acı, sevinç...
Bu sebepten denbêjlerimizin her biri birer tarih kaynağıdır birer kültür, bilgi kaynağıdır.
Maalesef üzülerek belirtiyorum ki bu değerlerimize hiç bir zaman sahip çıkmadık ve çıkmıyoruz. Toplumumuzda aidiyet duygusu yok Kewê Ribat olarak anılan efsane Dengbêjimiz Şakiro yokluk içinde sefalet içinde bizlere veda etti. Kendisiyle röportaj yapmak isteyen gazetecinin röportaj talebini geri çevirmiş ve şu sözleri sarf etmiştir;
'' Kürtlere kırgınım. Kürtler değerlerine, dengbêjlerine sahip çıkmıyor. Türklere bir bakın bir Aşık Veysel’leri vardı, ona sahip çıkıldı. Bütün dünyaya onu tanıttılar. Bir Reşo’muz vardı. Hepimizin ustası. Aç öldü.. Şimdi söyle bakalım seninle nasıl konuşayım ve gönlümü nasıl açayım? ''
Bu sözlerin üzerine yazacak bir tek kelime bile bulamıyorum. Yazıklar olsun bize! Aynı şekilde "Bilbilê Diyarbekîr" diye anılan Dengbêjimiz Seyîtxane Boyaxçî şu an yokluk ve sefalet içinde yaşam mücadelesi veriyor. Elin Popçusunu, Rock'çısını çok büyük gururmuş gibi açıp son ses dinliyoruz. Albümlerini satın alıyoruz ama kendi değerlerimiz oldu mu dut yemiş bülbüle dönüyoruz. Kendi içinizde hiç mi rahatsızlık hissetmiyorsunuz? Az da olsa vicdanınız sızlamıyor mu? Koskoca bir kültür yok olup gidiyor ve buna dur diyen yok! Sana diyorum evet sana! Üstüne alman için belki az da olsa kültürünü unuttuğunu, yozlaştığını farkına varıp özüne dönmen için. Evet sen! Kültürünün yok olması hiç umurunda değil mi? Anlatılanlar senin atalarının hikayesi, dedelerinin hikâyesi neden aileni sahipsiz bırakıyorsun? Hiç mi gururun incinmiyor? Koskoca bir kültür yok olup gidiyor ve bizler de bu yok oluşu seyredip duruyoruz...
Denbêjlerimiz efsane sesleri ile her zaman kendi milletine hizmet etmişlerdir. Milletimiz de hiç bir zaman sahiplenmemiştir... Bir iş yapılmadığı zaman "komşuyu çağıralım o gelir yapar" tabiri vardır.
Sen özüne, kültürüne sadık olup sahiplenmezsen elin Fransız'ı mı bu kültürü sahiplenip yaşatacak? Yoksa elin Alman'ı mı? Rojda'lar, Agit'ler sahiplenmezse Alp'ler, George'lar, Mabelle'ler sahiplenmez... Yazık çok yazık...
Biraz da Hiphop kültüründen, Kürt Rapinden bahsetmek istiyorum. Rap müzik Hiphop kültürünün alt koludur. Bunun yanı sıra Grafitti, Dj'lik ve Break Dans'ta Hiphop kültürünün alt kollarındandır. Bunlar içerisinde ön plana çıkan en çok ilgi gören Rap müzik olmuştur. Peki diğerlerine oranla neden Rap müzik daha çok ilgi görüp ön plana çıkmıştır? Çünkü bu yazdıklarımdan sadece Rap müzik ile konuşup derdinizi anlatabilirsiniz. Sadece rap müzikle acınızı, sevincinizi bağırarak haykırabilirsiniz. Break Dans ile dans ederek, Graffiti ile duvarlara resim çizerek belirli bir kitleyi etkilersin ama Rap müzikle avazının çıktığı kadar bağırıp meramını dile getirerek daha çok kitleye ulaşabilirsin. Bu sebepten diğerlerine oranla Rap müzik daha çok ilgi görüp ön plana çıkmıştır. Birçok insan hatta rapçiler bile Rap müziği Amerikan müziği olarak lanse eder bu doğru değildir. Bunun gibi vb. tezleri açık bir şekilde eleştiriyor ve reddediyorum. Evet rap müzik Amerika'da ortaya çıkmıştır ama bu müzik Amerikanlar tarafından çıkarılmadı. Bu müzik Afrika müziğidir. Bu müziğin ortaya çıkışı Afroamerikan'lara dayanmaktadır. Yani Afrika'dan Amerika'ya köle olarak getirilen, dışlanan ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören Amerika'nın kenar mahallelerinde yaşayan ghetto'lar tarafından ortaya çıktı. Benim de Rap müzik dinlememin en büyük sebebi budur diyebilirim.
Çünkü bu müzik ezilen bir ulusun müziğidir. Yazımın ilk bölümünde eleştirdiğim Pop müzikte olduğu gibi topluma yoz bakış açısını dayatmaz. Bazı kaynaklarda her ne kadar ilk dönemlerde eğlence amaçlı ortaya çıktığı söylensede sonraki dönemlerde protest hal almaya başlamıştır. Rapçilerin bol giyinmeleri hakkında çeşitli rivayetler vardır ama bunların içinde en kabul göreni şudur; Az önce belirttiğim gibi Amerika'nın kenar mahallelerinde sefalet içinde yaşıyorlardı giysi alacak paraları olmadığından dolayı onlar da büyüklerinin giysilerini giyerlerdi. Doğal olarak üstlerinde bol dururdu. Bu durum rap müziğin asıl ruhunu yansıttığı için Rapçiler hâlâ bol giyinir. Rap müzikte Freestyle denen bir kavram vardır. Freestyle rapçilerin akan beat eşliğinde karşılıklı olarak doğaçlama bir şekilde birbirleriyle kapışarak performanslarını sergilemesidir. Aynı zamanda Acapella ise müziksiz çıplak sesle şarkı söylemektir. Zamanında Dengbêjlerimiz de toplanan cemaatte karşılıklı olarak atışırlardı. Dengbejlerimizde çıplak sesle yaşadıklarını doğaçlama bir şekilde dile getirir. Rap müzikte de Dengbêj kültüründe olduğu gibi gerçek yaşanılanlardan bahsedilir. Sizlerinde dikkatini çekmiştir Rap müzik bizim kültürümüz olan dengbêjlikle neredeyse aynı diyebiliriz. Bu Afrika kültürü olmasaydı kesinlikle Kürt kültürü olurdu.
Sizlere Kürt kültürü ve Afrika kültürünün sentezi olan bir düet dinletmek istiyorum. Roni Artin'in naif ve kadife sesiyle Vedat Akarsu'nun efsane gırtlağına hayran kalacaksınız.
Aynı zamanda bu iki kültürün birbirine ne kadar yakıştığına sizde şahitlik edeceksiniz buyrun; Ben de bir dönem Kürt Rapinin gelişmesi adına yetenekli insanlarımıza elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyordum. Günümüzün modern iletişim ağı olan ve günden güne TV kültürünü yok eden sosyal medyada bu müziği elimizden geldiğince insanlara ulaştırmaya çalışıyorduk hatta ekibimizle beraber Kürt Rapini biraz daha ileriye taşıma adına internet tabanlı Kürtçe Rap radyosu kurma projemiz var idi maalesef bunu gerçekleştiremedik. Bu sektörde bulunan birçok sanatçıyı tanırım hepsi de sanatını büyük bir bağlılıkla icra ediyor. Yakın tarihe kadar da Kürtler kendi kültürüyle birebir bağdaşan bu Kültürü benimsemiyordu. Hep bir ön yargı ile yaklaşılıyordu ama artık Kürtler'de bu algı tam olarak olmasada büyük bir oranda kırıldı. Ve bu algının kırılmasını sağlayan kişi Serhado idi!
Kürt Rapinin en çok tanınan ismidir ve benim de Rap müzik dinlememe bu kültürü benimsememe vesile olan isimdir. Kendisinden ilham ve cesaret alıp Kürt Rapinin bayrağını yükselten ve bu işi çok iyi sergileyen sanatçılarımız var.
Bunlardan biri Xem'dir. kendisini uzun süredir tanırım ve takip ederim.
Geçen yıl "BIYAN" isimli başarılı bir albüm çıkardı. Kendisiyle kısa bir sohbet ettim. Kendini belirli bir kalıbın içerisine sınırlayan birisi değil sadece Kürtçe Rap'e değil küresel anlamda Rap müziğe yeni bir soluk getirdi diyebilirim. R&B, Rock, Reggae, Blues, Flemanco, Dancehall gibi bir çok müzik türünü Rap müzikle harmanlayıp dinleyicilerinin beğenisine sunuyor. Kürt müziğine farklı bir renk getirdi. Kürt müziğine yeni bir tarz yeni bir nefes getirdi! Şarkılarını bıkmadan dinlerim ve hissettirdiği o his asla anlatılmaz. Kendisini yıllardır tanırım ve takip ederim. 10 yıllık müzik kariyeri boyunca bütün imkansızlıklara rağmen pes etmeden mücadele edip savaştı ve bu şavaşı kazandı. Kendisine sanat hayatında başarılarının devamını dilerim. Aynı zamanda albümünde yer alan "NEWROZ" isimli eserine güzel bir klip çekti buyrun
Sizleri kesfedilmeyi bekleyen ve bu işi yıllardır zevk ile icra eden bir başka sanatçımız ile tanıştırmak istiyorum.
Arjin Luther kendisi Mardin'lidir ve kısa süre önce çok başarılı 3 eser yayımladı. Kendisinde bir gelişme var mı? Acaba nasıl olmuş düşüncesiyle direkt açıp her üçünü de dinledim çok başarılıydı. Günden güne kendini geliştirip her seferinde üstüne birşeyler kattığına bu eserleriyle şahit oldum.Beat'in üzerine fırtına gibi esiyor. Girişte yaptığı Flex ve devamında sergilediği Flow'un akıcılığı tabiri caizse beni benden aldı! Özgün olan Beat ve birbirinden farklı efsane akıcı Flow'una sizler de şahit olmak istiyorsanız buyurun buradan dinleyebilirsiniz;
Sizlere bir güzellik yapıp şuraya bambaşka bir Flow'u olan ve Beat'ini çok beğendiğim Arjin Luther'e ait farklı bir eser daha bırakıyorum iyi dinlemeler.
Neredeyse her gencimiz gibi benimde yaşadığım bir sorunsal ile başlamak istiyorum.
Küçüktüm babam sürekli Dengbêj dinlerdi - Hâlâ da dinliyor- Sürekli "Yahu babam bunu neden dinliyor bunda ne var da dinliyor?" diye kendi kendime hep söylenirdim. Babam her açtığında farklı bir şarkı açmak isterdim tâbii müsade etmezdi tabiri caizse beni de dinlemeye mecbur bırakırdı. Bana farklı bir seçenek sunmazdı.
Tabii çocuk yaşta doğal olarak bir yetişkin gibi düşünemezdim ve zaman su gibi akıp geçti ergenlik derken erginliğe ulaştıktan sonra bir gün kendi kendime Şakiro'yu açıp dinledim, dinledim ama sadece kulak ile değil kalbimle, ruhumla, tüm benliğimle dinledim sonra çocukluğum gözümün önüne geldi dedim ki iyi ki babam bu değerlerimizi dinliyor iyi ki beni de dinlemeye mecbur bırakmış! Ve artık ifade edilemeyecek bir kilig duygusu ile dinlemeye başladım...
Demek ki sebepsiz hiçbir şey yok! Babam da bu değerlerimizi sebepsiz yere dinlemiyor. Babam sayesinde bir kez daha hiçbir şeyin sebepsiz olmadığını anladım. Değerlerimizin önemini kavrama bilincine sahipsem bu ailem sayesindedir bu sebepten aileme minnettarım.
Dengbêj kültürü sözlü Kürt Edebiyatının bir ürünüdür. "Deng" ile "Bêj" sözcüklerinin birleşiminden türeyen bir isimdir. Dengbêjlerimiz köy köy, dağ dağ gezip göçebe bir hayat yaşarlar. Gördükleri, yaşadıkları her şeyi ise güçlü ve çıplak sesleriyle tüm gerçekliğiyle adeta bir denizin kıyıya vurduğu gibi bize büyük sesleriyle haykırırlar.
Dengbêjlerimizin en önemli yanı ise gördüğü ve yaşadığı olayları anında Klam olarak söyleyebiliyor olmalarıdır. Yani masa başında oturup eline kağıt kalem alıp söz yazma geleneği yoktur. O an ki duygularını dile getirip epopelerini haykırarak kelimeleri tek tek naif sesleriyle yüreğimize nakşediyorlar. Aynı zamanda müziksiz çıplak sesleri ile ve güçlü gırtlaklarıyla haykırdıkları epopeler dilden dile dolaşarak günümüze kadar ulaşmıştır. İliklerimize kadar işlenen o sözler, o efsane güçlü sesler bizi hep farklı dünyalara götürür. Her birinde ayrı bir yaşanmışlık, her birinde ayrı bir dert, acı, sevinç...
Bu sebepten denbêjlerimizin her biri birer tarih kaynağıdır birer kültür, bilgi kaynağıdır.
Maalesef üzülerek belirtiyorum ki bu değerlerimize hiç bir zaman sahip çıkmadık ve çıkmıyoruz. Toplumumuzda aidiyet duygusu yok Kewê Ribat olarak anılan efsane Dengbêjimiz Şakiro yokluk içinde sefalet içinde bizlere veda etti. Kendisiyle röportaj yapmak isteyen gazetecinin röportaj talebini geri çevirmiş ve şu sözleri sarf etmiştir;
'' Kürtlere kırgınım. Kürtler değerlerine, dengbêjlerine sahip çıkmıyor. Türklere bir bakın bir Aşık Veysel’leri vardı, ona sahip çıkıldı. Bütün dünyaya onu tanıttılar. Bir Reşo’muz vardı. Hepimizin ustası. Aç öldü.. Şimdi söyle bakalım seninle nasıl konuşayım ve gönlümü nasıl açayım? ''
Bu sözlerin üzerine yazacak bir tek kelime bile bulamıyorum. Yazıklar olsun bize! Aynı şekilde "Bilbilê Diyarbekîr" diye anılan Dengbêjimiz Seyîtxane Boyaxçî şu an yokluk ve sefalet içinde yaşam mücadelesi veriyor. Elin Popçusunu, Rock'çısını çok büyük gururmuş gibi açıp son ses dinliyoruz. Albümlerini satın alıyoruz ama kendi değerlerimiz oldu mu dut yemiş bülbüle dönüyoruz. Kendi içinizde hiç mi rahatsızlık hissetmiyorsunuz? Az da olsa vicdanınız sızlamıyor mu? Koskoca bir kültür yok olup gidiyor ve buna dur diyen yok! Sana diyorum evet sana! Üstüne alman için belki az da olsa kültürünü unuttuğunu, yozlaştığını farkına varıp özüne dönmen için. Evet sen! Kültürünün yok olması hiç umurunda değil mi? Anlatılanlar senin atalarının hikayesi, dedelerinin hikâyesi neden aileni sahipsiz bırakıyorsun? Hiç mi gururun incinmiyor? Koskoca bir kültür yok olup gidiyor ve bizler de bu yok oluşu seyredip duruyoruz...
Denbêjlerimiz efsane sesleri ile her zaman kendi milletine hizmet etmişlerdir. Milletimiz de hiç bir zaman sahiplenmemiştir... Bir iş yapılmadığı zaman "komşuyu çağıralım o gelir yapar" tabiri vardır.
Sen özüne, kültürüne sadık olup sahiplenmezsen elin Fransız'ı mı bu kültürü sahiplenip yaşatacak? Yoksa elin Alman'ı mı? Rojda'lar, Agit'ler sahiplenmezse Alp'ler, George'lar, Mabelle'ler sahiplenmez... Yazık çok yazık...
Biraz da Hiphop kültüründen, Kürt Rapinden bahsetmek istiyorum. Rap müzik Hiphop kültürünün alt koludur. Bunun yanı sıra Grafitti, Dj'lik ve Break Dans'ta Hiphop kültürünün alt kollarındandır. Bunlar içerisinde ön plana çıkan en çok ilgi gören Rap müzik olmuştur. Peki diğerlerine oranla neden Rap müzik daha çok ilgi görüp ön plana çıkmıştır? Çünkü bu yazdıklarımdan sadece Rap müzik ile konuşup derdinizi anlatabilirsiniz. Sadece rap müzikle acınızı, sevincinizi bağırarak haykırabilirsiniz. Break Dans ile dans ederek, Graffiti ile duvarlara resim çizerek belirli bir kitleyi etkilersin ama Rap müzikle avazının çıktığı kadar bağırıp meramını dile getirerek daha çok kitleye ulaşabilirsin. Bu sebepten diğerlerine oranla Rap müzik daha çok ilgi görüp ön plana çıkmıştır. Birçok insan hatta rapçiler bile Rap müziği Amerikan müziği olarak lanse eder bu doğru değildir. Bunun gibi vb. tezleri açık bir şekilde eleştiriyor ve reddediyorum. Evet rap müzik Amerika'da ortaya çıkmıştır ama bu müzik Amerikanlar tarafından çıkarılmadı. Bu müzik Afrika müziğidir. Bu müziğin ortaya çıkışı Afroamerikan'lara dayanmaktadır. Yani Afrika'dan Amerika'ya köle olarak getirilen, dışlanan ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören Amerika'nın kenar mahallelerinde yaşayan ghetto'lar tarafından ortaya çıktı. Benim de Rap müzik dinlememin en büyük sebebi budur diyebilirim.
Çünkü bu müzik ezilen bir ulusun müziğidir. Yazımın ilk bölümünde eleştirdiğim Pop müzikte olduğu gibi topluma yoz bakış açısını dayatmaz. Bazı kaynaklarda her ne kadar ilk dönemlerde eğlence amaçlı ortaya çıktığı söylensede sonraki dönemlerde protest hal almaya başlamıştır. Rapçilerin bol giyinmeleri hakkında çeşitli rivayetler vardır ama bunların içinde en kabul göreni şudur; Az önce belirttiğim gibi Amerika'nın kenar mahallelerinde sefalet içinde yaşıyorlardı giysi alacak paraları olmadığından dolayı onlar da büyüklerinin giysilerini giyerlerdi. Doğal olarak üstlerinde bol dururdu. Bu durum rap müziğin asıl ruhunu yansıttığı için Rapçiler hâlâ bol giyinir. Rap müzikte Freestyle denen bir kavram vardır. Freestyle rapçilerin akan beat eşliğinde karşılıklı olarak doğaçlama bir şekilde birbirleriyle kapışarak performanslarını sergilemesidir. Aynı zamanda Acapella ise müziksiz çıplak sesle şarkı söylemektir. Zamanında Dengbêjlerimiz de toplanan cemaatte karşılıklı olarak atışırlardı. Dengbejlerimizde çıplak sesle yaşadıklarını doğaçlama bir şekilde dile getirir. Rap müzikte de Dengbêj kültüründe olduğu gibi gerçek yaşanılanlardan bahsedilir. Sizlerinde dikkatini çekmiştir Rap müzik bizim kültürümüz olan dengbêjlikle neredeyse aynı diyebiliriz. Bu Afrika kültürü olmasaydı kesinlikle Kürt kültürü olurdu.
Sizlere Kürt kültürü ve Afrika kültürünün sentezi olan bir düet dinletmek istiyorum. Roni Artin'in naif ve kadife sesiyle Vedat Akarsu'nun efsane gırtlağına hayran kalacaksınız.
Aynı zamanda bu iki kültürün birbirine ne kadar yakıştığına sizde şahitlik edeceksiniz buyrun; Ben de bir dönem Kürt Rapinin gelişmesi adına yetenekli insanlarımıza elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyordum. Günümüzün modern iletişim ağı olan ve günden güne TV kültürünü yok eden sosyal medyada bu müziği elimizden geldiğince insanlara ulaştırmaya çalışıyorduk hatta ekibimizle beraber Kürt Rapini biraz daha ileriye taşıma adına internet tabanlı Kürtçe Rap radyosu kurma projemiz var idi maalesef bunu gerçekleştiremedik. Bu sektörde bulunan birçok sanatçıyı tanırım hepsi de sanatını büyük bir bağlılıkla icra ediyor. Yakın tarihe kadar da Kürtler kendi kültürüyle birebir bağdaşan bu Kültürü benimsemiyordu. Hep bir ön yargı ile yaklaşılıyordu ama artık Kürtler'de bu algı tam olarak olmasada büyük bir oranda kırıldı. Ve bu algının kırılmasını sağlayan kişi Serhado idi!
Kürt Rapinin en çok tanınan ismidir ve benim de Rap müzik dinlememe bu kültürü benimsememe vesile olan isimdir. Kendisinden ilham ve cesaret alıp Kürt Rapinin bayrağını yükselten ve bu işi çok iyi sergileyen sanatçılarımız var.
Bunlardan biri Xem'dir. kendisini uzun süredir tanırım ve takip ederim.
Geçen yıl "BIYAN" isimli başarılı bir albüm çıkardı. Kendisiyle kısa bir sohbet ettim. Kendini belirli bir kalıbın içerisine sınırlayan birisi değil sadece Kürtçe Rap'e değil küresel anlamda Rap müziğe yeni bir soluk getirdi diyebilirim. R&B, Rock, Reggae, Blues, Flemanco, Dancehall gibi bir çok müzik türünü Rap müzikle harmanlayıp dinleyicilerinin beğenisine sunuyor. Kürt müziğine farklı bir renk getirdi. Kürt müziğine yeni bir tarz yeni bir nefes getirdi! Şarkılarını bıkmadan dinlerim ve hissettirdiği o his asla anlatılmaz. Kendisini yıllardır tanırım ve takip ederim. 10 yıllık müzik kariyeri boyunca bütün imkansızlıklara rağmen pes etmeden mücadele edip savaştı ve bu şavaşı kazandı. Kendisine sanat hayatında başarılarının devamını dilerim. Aynı zamanda albümünde yer alan "NEWROZ" isimli eserine güzel bir klip çekti buyrun
Sizleri kesfedilmeyi bekleyen ve bu işi yıllardır zevk ile icra eden bir başka sanatçımız ile tanıştırmak istiyorum.
Arjin Luther kendisi Mardin'lidir ve kısa süre önce çok başarılı 3 eser yayımladı. Kendisinde bir gelişme var mı? Acaba nasıl olmuş düşüncesiyle direkt açıp her üçünü de dinledim çok başarılıydı. Günden güne kendini geliştirip her seferinde üstüne birşeyler kattığına bu eserleriyle şahit oldum.Beat'in üzerine fırtına gibi esiyor. Girişte yaptığı Flex ve devamında sergilediği Flow'un akıcılığı tabiri caizse beni benden aldı! Özgün olan Beat ve birbirinden farklı efsane akıcı Flow'una sizler de şahit olmak istiyorsanız buyurun buradan dinleyebilirsiniz;
Sizlere bir güzellik yapıp şuraya bambaşka bir Flow'u olan ve Beat'ini çok beğendiğim Arjin Luther'e ait farklı bir eser daha bırakıyorum iyi dinlemeler.
Yorumlar
Yorum Gönder