Başlıktan da anlayacağınız üzere bu yazımın konusu Anadolu İrfanı... Tabi irfan kelimesini duyduk mu öylece içimiz bir hoş olur karsimizdaki güzel sözler sarfeder diye mayhoş olur öylece bekleriz. Maalesef beklentiler her zaman kişiyi üzer. Üstelik beklenti içinde olduğunuz kişi ben bile olsam bu kural olduğu gibi işler. Lafı uzuuunca dolandırmadan açıkça soylemekten beis görmüyorum ÇOK BEKLERSİNİZ!
Dilerseniz inat yapıp beklemek isteyenleri bekleme salonuna alalım lüzumsuz kalabalık olmasın malumunuz uzun zamandan beridir Covid denen bir illetle büyük bir mücadele içindeyiz. Sosyal mesajımızı da verdiğimize göre devam edebiliriz.
Ayrıca bu yazımda okuyacaklarınız belki bir çoğunuzun gönlünü fethedecek belki kimilerinin nefretini kazanmama sebep olacak belki de kimilerinin soyleyemediklerinin haykırışı olacak ama ama ne olursa olsun gerçekler olacak.
Toplum olarak hoşgörülü ve yardımsever bir toplum olduklarını sürekli dillendirirler hemde bu sözleri sarfetmek için hiç utanmadan da ilk fırsatı kollarlar zerre utanma duygusu hissetmeden kendilerini överler oysa ki farkında olmadigimiz bir problem var ki toplum özelinde kendilerini övmeleridir...
Tecrübe asla bir insanı yanıltmaz değerli hocamın da dediği gibi; "Tecrübe yenilmiş kazıkların bileşkesidir." Yani demem o ki bu bilince öyle kolay ulaşmadık.
Ne zaman bu toplumun yardımsever olduğu konusu açılırsa o bireyin övündüğü şey toplumun değil de bizzatihi kendisinin yardımsever biri olduğudur neticede o da bu toplumu oluşturan milyonlarca bireyden biri degil mi? Milyonlarca mankafa'nın bir araya gelerek oluşturduğu son derece ilkel olan bir toplumdan bahsediyorum. Ne zaman yardım gerekecek bir durum oldu mu ilk sırayı bunlar kapar sakın sözlerimi yanlış anlamayın yardımdan kaçan kişilerden oluşan listede en ilk sırayı kapan kisilerdir bunlar!
E hani yardımsever bir TOPLUMDUNUZ! E hani düşene el uzatanlardandınız? E hani her zaman garip gurebanın yanında yer aliyordunuz? Çok gariptir söz konusu yardım olduğunda sizleri er meydanında göremiyoruz kaçanlar listesinde en ilk sırada siz varsınız...
Ne kadar yardımsever bir toplum olduklarını anlayabilmek için asırlar öncesine inmeye gerek yok yaklaşık 2 yıl önce gerçekleşen Elazığ depremini hatirlamanız yeterli olacaktır. Peki Elazığ depreminde ne mi olmuştu? İnsanların evi başına yıkılırken Google'da Elazığ Kürt mü? Diye arama yapmıstılar. Değerli bir dostun tavsiyesi üzerine kendi imkanlarımızla 1 kamyonet dolusu yardım toplayıp gönderdik ama bahsi geçen yardımsever insanlar bir çift çorabı bile çok görmüşlerdi.
Elazığ depremi yetmez ben ikna olmadım mı diyorsunuz? O zaman 10 yıl önce yaşanan Van depremine kısa bir yolculuk yapalım. Daha kırkı bile çıkmamış bebekler enkaz altında nefessizlikten, açıdan inim inim inlerken sizler onlara bir bebek bezini bile çok görüp taş gönderdiniz! Ayrıca sosyal medyada yapılan insanlık dışı olan toplumu kin ve tahrike iten nefret söylemleri de cabası!
Kısa özetleyelim; Anadolu İrfanı ne midir?
Depremi fırsat bilip kira ve nakliye ücretine %100 zam yapmaktır.
Orman yangınlarını fırsat bilip 45 Liralık yangın eldivenini 90 Liraya satmaktir.
Salgını fırsat bilip 10 Liralık kolonyayı 100 Liraya satmaktır.
Sigaraya zam gelecegini önceden öğrenip zam gününe kadar stok yapıp halka sigara satmamaktır.
Yazılarımı yazarken birilerinin hoşuna gitmez diye kalemime prangalar vurmam birileri beni övecek diye de sipariş üzeri kalemimi kimseye kiraya vermem! Tabelasında her türlü sipariş kabul edilir diye yazan ekmek fırını değil burası!

Elinize sağlık dosto. Bu konular çok irdelendi, çok deşildi, çok ifşa edildi. Yığınla örnekler var bunlar üzerine. En basitinden Freud'un Uygarlığın Huzursuzluğu kitabını referans olarak ele almak mümkün. Çabanı takdir ediyor olmakla birlikte gelişimine yeni portallar açman tavsiyesinde bulunuyorum.
YanıtlaSilYüreğine sağlık. 🔆🌷